Dinin Direği Müminin Miracı Namaz

2016 yılına çok hızlı bir giriş yaptık. Ocak ayı da bitmek üzere. Yeni yılda ölüm haberleri peş peşe geldi. Mustafa Koç, Kamer genç, Nihat Özdemir’in eşi hanfendi, bunlar daha ekrana yansıyanlar. Az tanıdık, çok tanıdık, zengin, fakir, ünlü, ünsüz, sırası gelen herkes gidiyor sırayla.

Şimdi düşünüyorum da dertli dertsiz herkes gidiyor. Şimdi düşünüyorum da asıl zenginlik secdede. Zaman hızla akıp gidiyor. Rahmetli Sakıp sabancı da vefat ettiğinde şok olmuştum, o zaman ki çocuk aklımla da olsa. Ya düşünüyorsun da sakıp ağa bile öldü. Yani ne kadar zengin olursan ol ölüyorsun. Şimdi diyeceksiniz ki, ya ne biçim adamsın, bunu zaten bilmiyor musun sen? Konu o değil; elbette biliyorsun ancak, yaşamak görmek farklı oluyor. Yani böyle çok gıpta edip, imrendiğin insanlar, özellikle böyle medyatik insanlar gidince benim içime farklı bir korku iniyor 🙂

Yani usta demem o ki zengin, fakir, aç, tok, borçlu, borçsuz, derdi olan, olmayan, her canlı ölümü tadacaktır. Hiç ölmeyecekmiş gibi, bu Dünya için çalışırken, yarın ölecekmiş gibi, öbür Dünya’ya çalışmayı unutmayalım lütfen. Ertelemeden namaza başlayalım. Yarın durumumuz ne olacak belli değil.

Namaz dinimizin direği gerçekten ve bir müminin en mutlu olduğu yer ve andır. Namaz müminin miracıdır. Müminin yükseldiği farklı bir alemdir.  Sadece farz namazları bile olsa en azından kılalım. Ömrümüzün, ortalama 65-70 yıl olduğunu düşünürsek, buluğ çağını düşersek, sadece farz namazları toplasanız, 70 yılda bir yıl yapmaz. 70 yılı bize veren ALLAH (C.C.) karşı bir yıl ibadet etmek çok da fazla olmasa gerek. Ölümlerden ders çıkartmalıyız. Özellikle cenazelere katılmalı, hatta ve hatta mezarlığa kadar eşlik etmeliyiz. En kısa zaman da namaza başlamanızı tavsiye eder, bu hareketinizle birlikte hem bu Dünya’da hem öbür Dünya’da daha mutlu olacağımızı belirtmek isterim.

Gerçek mutluluğu maalesef ben de dahil başka yerlerde arıyoruz. Gelip geçen zaman geri gelmiyor; ne kadar erken uyansak o kadar iyidir.