Ebola Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Gündemimizin yeni maddesi olan ebola için, vatana millete hayırlı olsun demek isterdim ama maalesef ebola ölümcül bir virüs.
Peki ebola ne kadar ölümcül bir virüstür?
Şu ana kadar dünyadaki en büyük ebola salgını Zahire’de gerçekleşmiştir. Zahire’deki ebola salgını bugüne kadar gerçekleşen en ölümcül ebola virüsüne sebep oluşmuştur. 1995 yılında yaşanan bu salgında yüzde 90 oranında bir ölüm gerçekleşmiştir. Bu saldırının arkasından yüzde 53 oranıyla Sudan’daki ebola salgını gelir. Her ebola salgını farklı bir virüs sebebiyle oluşmuştur, bu yüzden bu virüsün cinsi ebola salgınının ölüm oranını etkiler.
Ebola tedavisi olmayan bir hastalık olduğundan ebola virüsüne yakalandıktan sonra hastanede tedavi olmanın pek bir getirisi olmamaktadır. Hastanede yapılabilecek müdahaleler sıvı takviyesi, kan takviyesi ve eğer yüksekse hastanın ateşinin normal seviyeye indirilmesidir. Eğer ki ebola virüsü sebebiyle fonksiyonu bozulan bir organ varsa gerek tıbbi müdahale ile gerekse makine ve benzeri cihazlar bağlanarak bu organların çalışması sağlanır. Tabii bunlar sadece hastanın daha ağrısız bir şekilde ebola virüsü ile savaşmasını sağlar; bunun haricinde hastanın tedavisi için yapılabilecek herhangi bir müdahale yoktur.
Ebola artık sadece Afrika kıtasını tehdit etmekle kalmayıp tüm dünyayı derinden etkilemeye başladı. Mutlaka tüm dünyadaki bilim adamları ebola virüsü ile mücadele edebilmek için bir antidot üretmeye çabalıyorlardır fakat şu anda ebolanın herhangi bir tedavisi bulunmamaktadır. Birçok büyük laboratuvarda ebola virüsü ile savaşa girecek farklı bir virüsün üretimi için çalışılmaktadır. bu karşı virüs bulunduğu takdirde ebola aşısı üretilecektir fakat bu çalışmalar şu anda ilk evrede faz 1 olarak geçmektedir tıp dilinde. Faz1 evresindeki ilaç deneyleri yani şu anda hayvanlarda bile kobay olarak uygulanmıyor. Sadece deney denenmekte, sonra hayvanlar üzerinde deney hayvanları daha etkili alındığı takdirde gönüllü ebola virüsü taşıyan kişilere uygulanacak bunun akabinde ise sonuç alınırsa seri üretime geçilecek. Tabii ki arada başka prosedürler de var o kadar hakim değilim ama genel hatlarıyla bu şekilde uygulanmaktadır.
Ebola için yapılan hastanedeki tedaviler şu anda çoğunlukla virüsü taşıyan kişide gözüken semptomlara göre belirlenmektedir. örneğin kişinin ishal ve aşırı terleme sebebi ile sıvı kaybı varsa sıvı takviyesi yapılır yada kanaması varsa kan nakli yapılır. Bu tedaviler ebola virüsünü yenmek için değil hastanın yaşamsal faaliyetlerine destek olmak amacıyla uygulanır. maalesef şu anda bu tedavinin ebola virüsü için herhangi bir hükmü yoktur fakat hastanın yaşamsal faaliyetlerini destekler.
Ebola tüm dünyayı tehdit ederken Türkiye’ye de sıçrar mı acaba diye merak etmekteyiz tabii ki… dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye de ebola virüsü tehlikesi altındadır. ebola Türkiye’ye nasıl gelebilir; ebola virüsü taşıyan bir hayvan ya da bir insan bilinmeden ülkeye giriş yaparsa bu kişiden kişiye dağılabilir. ebola virüsü taşıyan bir turist ülkeye girdiği takdirde ya da diğer eğitim amaçlı gelen kişi ebola virüsünü ülkeye getirebilir veya deney ya da gösteri amacıyla Türkiye’ye getirilmiş olan bir hayvan eğer ebola virüsü taşıyor ise aynı şekilde kişiden kişiye sıçrayabilir. tabi bu durumlarda sadece ebola virüsü taşıyan kişinin ya da hayvanın Türkiye’ye girmesi yeterli olmaz dağıtımı da yapması gerekir. bu sebeple eğer gerekli olan tedbir ve teçhizat uygulandığı takdirde ebola virüsü yayılmaz.
Ebola virüsü için alınması gereken önlemler bulunmaktadır. Öncelikle hastanelerde ve diğer kuruluşlarda çalışan sağlık personeli mutlaka korumalı kıyafetler giymelidir. ebola virüsü şüphesiyle hastaneye getirilen hayvan ya da insanın tedavisi esnasında tetkikler uygulanırken mutlaka kullanılan aletler sterilize edilmelidir. Genelde bir kişi ya da hayvanda ebola virüsü şüphesi oluştuğu takdirde tedavi esnasında ya da tedaviye götürülürken mutlaka karantina altına alınmalıdır.
Bu kadar tehlikeli olan bir virüs olan ebola insan vücuduna ya da daha genel olarak canlı vücuduna nasıl zarar veriyor diye bakacak olursak eğer; öncelikle bu kişiden kişiye kan, sıvı ya da cinsel yollarla bulaşmaktadır. Bulaşan virüsler canlı vücudundaki hücrelere hücum eder ve hücre içerisinde bulunan stoplazmada kendine yer eder. Bu şekilde hücreden hücreye çoğalır. stoplazma içine girdikten sonra ebola virüsü kendi rna yapısını kopyalayarak sürekli çoğalır ve bu noktadan itibaren ebola virüsü çoğaldıkça hücrelerimiz hızlı bir şekilde ölmeye başlar. Bunun sonucunda hücreler ölmeye başladıktan itibaren organlar ve metabolizma sistemi çökmeye başlar. Tabi ebola virüsü bulaştıktan sonra hastada ortaya çıkacak semptomlar değişiklik gösterir.
Ebola virüsünün çoğalmaya başladığı organ hangi organımızsa buna göre hastalık belirtileri oluşur. Örneğin akciğer akciğer hücrenin bozulması ile hızlı bir şekilde zatürre olunur. Bunların haricinde kanama yapabilir, kusma yapabilir ve gerektiğinden çok çok fazla sıvı kaybı yaşarız. Ebola virüsü bulaştıktan sonra vücut kan pıhtılaşma özelliğini kaybeder bu sebeple eğer ki ebola virüsü bulaştıktan sonra bir kanama yaşarsak kaybettiğimiz kan çok fazla olacaktır.
Eğer ki yurtdışına seyahat etmeniz gerekiyor ve gideceğim yerde ebola virüsü var mı acaba diye merak ediyorsanız hangi ülkelerde ebola virüsü görülmekte? yazımızı bununla bitirelim. Şuan genellikle afrika kıtasında ebola virüsü gözükmekte. İlk kaynak olarak ebola virüsünün zahire’de çıktığı bilinmektedir. Ebola nehri kıyısındaki hayvanlardan insanları bulaşmıştır, virüsün ismi de bu nehirden gelmekte.
Afrika haricinde salgına rastlanmamıştır ama Afrika’dan farklı bir ülkeye gidecek ebolalı bir insan ya da bir hayvan, örneğin gösteri amaçlı bir goril bir orangutan bir şempanze eğer başka bir ülkeye gidipte kontrolsüz bir şekilde çiftleştirilirse tabi ebola virüsü salgına dönüşür.
10 thoughts on “Ebola Hakkında Bilinmesi Gerekenler”
1976 da ilk defa görülmüş daha sonra 1990arda tekrardan ortaya çıkmış ve en som 2013 sonlarında tekrardan patlak vermiştir.
Çok tehlikeli bir virüs o bakımdan dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca bu konuda kendi sitemde de birçok makale paylaşmıştım…
Yıllara bakmamak gerek afrika da olması beni düşündüren. Açlık susuzlukla savaşan bir kıtada.
bilmiyorum ama her sene bir virüs çıkartılıyor
Günümüzde çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri. Paylaşım için sagol
Delidana, kuş gribi, kene derken bide bu ebola denen karın ağrısı allah yardımcımız olsun sonumuz iyi değil.
bu virüs eğer, mutasyon geçirip, solunum yolu ile bulaşabilecek hale gelirse yada solunum yolu ile suşları var da, biz bilmiyorsak ve bunlar yayılmaya başlarsa, işte o zaman yandık demektir.
Türkiye’de henüz çok fazla yok ve inşallahta yayılmaz ülkemizde çok kötü gerçekten
Ebola gibi ölüm saçan virüsler olduğu zaman ilk önlem uluslar arası yolculuklarda termal kamera ile yabancı şehirden gelen kişileri testten geçirmek olacaktır.
Her sene ayrı bi salgın bunun sonu nereye varacak bakalım