Ramazan Ayında İftar Menüsü İsraflığı

Selamun aleyküm, herkese hayırlı ramazanlar.

İçinde bulunduğumuz mübarek aydan dolayı böyle bir yazı yazma ihtiyacı duydum. Aslında uzun yıllardır fark ettiğim bir olay bu. Benim bu yazıyı yazmamın, sizlerin de fikirlerini ve yorumlarını almaktan öteye gitmeyeceğini biliyorum. Bu yazıdan dolayı israfın önüne geçilmeyecek, restoran zincirleri kendine çeki düzen vermeyecek veya devlet bu işe el atmayacak elbette… Dediğim gibi benimki sadece bir feryat. Yoksa bu yazı binlerce kez retweet edilmeyecek, paylaşılmayacak veya beğenilmeyecek. Belki de sadece bizleri takip eden, yazılarımızı okuyan kişilerin görüşlerini okumak bize yetecek; kim bilir.

Bildiğiniz üzere, on bir ayın sultanı ramazan ayının içerisindeyiz. Mübarek oruç ayındayız. ALLAH (C.C.) tutmuş ve tutacağımız oruçları şimdiden yüce dergâhında kabul eylesin. Arkadaşlar, şu sıralar eskisi kadar olmasa da iftar telaşı içerisindeyiz. Bu akşam nerede olsak, ne ile orucumuzu açsak, hangi restorana gitsek vb bunları düşünme aşamasındayız. Televizyonlarda görüyoruz, sokaklarda görüyoruz, arkadaşlarımızdan, eşlerimizden dostlarımızdan görüyoruz veya duyuyoruz. Mükellef sofralar kuruluyor. Resimler çekilip, sosyal ağlarda olmayanların gözüne sokuluyor. Sevap kazanalım derken acaba, daha farklı şeyler kazanıyor olabilir miyiz?

Paylaşma ayındayız evet ama o anlamda bir paylaşmadan bahsedilmiyor. Ekmeğimizi resim olarak değil, soframızda paylaşmaktan bahsediliyor. Bunun dışında iftar menülerine, akıl almaz paralar veriliyor. Dışarıda bir yere girmeye korkar oldum ben. Normalinde yani diğer aylarda aynı yemekleri yediğinizde verdiğimizden daha fazlasını alıyorlar bizden. Normal aylarda aynı yemekleri yesek ayrı ayrı, atıyorum 50 lira tutacakken, afişleri kampanya yapar gibi boy boy asıyorlar. Şimdiler de aynı lezzetleri, iftar menüsü adı altında, ucu bucağı gelmeyecek bir listeyi 85 liraya 95 liraya önümüze koyuyorlar.

Evet kelime olarak çok daha fazlasını vermeyi vaad ettikleri çok doğru, ancak o liste beş sayfa da olsa, yani iftar menüsünden bahsediyorum, çok çok uzun da olsa, bizim yiyebileceğimiz oran belli zaten. Yiyemeyeceğimiz yemeklere fazladan para veriyoruz. Kalanlar bir yerde değerlendiriliyor ise ne âla; yok onlar da çöpe gidiyor ise vay halimize. Dünya’da bu kadar aç ve yoklukta insan yaşarken, bizim akıl almaz savurganlığımız, bu Dünya’da canımızı yakmasa bile, mutlaka öbür tarafta canımızı yakacaktır.

Ben restoranların bu politikasını protesto etme amaçlı dört beş senedir, dışarıda iftar etmemeye özen gösteriyorum. Hatta ve hatta durumum çok kötü olmadığından, iftar çadırlarına bile rağbet göstermemeye de aynı şekilde özen gösteriyorum, sırf benden daha kötüleri daha fazla yararlansın diye. Halbuki şu an da öyle mi? İnsanlar ramazanda iftar çadırlarında oruç açmayı sosyal bir faliyet olarak benimseniş durumda. Bundan zevk alıyor olma durumunda. Tabi ki birliğimiz beraberliğimiz için güzel şeyler bunlar ancak eskiden durumu olmayanlar için, yolda kalanlar için kurulan bu çadırlarda, şimdilerde dört çarpı dört araçlarıyla gelenler mevcut.

Uzun lafın kısası, ramazanda mümkün olduğunca evinizde orucunuzu açın. Dışarıdaki ranta ve israfa ortak olmayın. Bu konuda tepkinizi ortaya koyun, insanları bilinçlendirin. Geçen gün bir yerde iftar menüsü fiyatı şok etti beni. Adını vermeyeceğim 165 lira. 165 lira nedir usta, komple koyun mu veriyorsun napıyosun? Lütfen bu israfa dikkat edelim. Yiyemeyeceğimiz şeylere para vermektense, sadaka verelim. Hem belalardan kurtulalım hem de bu vesile ile zor durumda olan insanlara da yardım etmiş olmanın mutluluğunu yaşayalım. Aşırılıktan mutlaka ama mutlaka kaçınalım. Unutmayalım ki bir çorba içince zaten doyuyoruz. İftar sonrası akşam namazı da tehlikeye girmemiş olur. Teravih namazı için de uyku bastırmaz, bir kenarda uyuyup kalmayız bu vesileyle.

Sözlerime son verirken, şimdiden bayramınızı en içten dileklerim kutlarım…